ANETTE Admin
Mesaj Sayısı : 214 Kayıt tarihi : 10/01/10 Yaş : 32 Nerden : pc den
| Konu: Nightwish:Blue Jean: Headbang (2007) - Makaleler Ptsi Ocak 18, 2010 11:43 am | |
| Nightwish / Yeni Dönemin Başlangıcı
Anette Olzon
Finlandiya'nın dünyaya ihraç ettiği en popülermetal grubu Nightwish etkileyici solisti Tarja'dan sonra da ayakta dimdik durabileceğini yeni albümü "Dark Passion Play" ile kanıtlama derdinde. Anette Olzon isimli tanınmamış bir solistle yoluna devam eden Nightwish'in bana yaşattığı duygular çerçevesinde bir grubun geleceğine ışık tutmaya çalıştım...
Gecenin İlham Perileri
"Ben yüksek sesle müzik dinleyerek çalışırım... AC/DC, Guns'n Roses ve Metallica gibi hard rock grupları en sevdiklerimdir... Benim için müzik dış dünyaya kapıyı kapatmanın başka bir yoludur. Beni kuşatır ve dış dünyadan koparır. Yazarken dış dünyadan kopmak istersiniz, öyle değil mi? Tabii ki istersiniz çünkü yazarken siz kendi dünyalarınızı yaratırsınız." diye buyuruyor üstat Stephen King. İlginçtir, bu yöntemden haberim olmadığı halde bir hikâye yazarı olarak bende aynı metodu uygularım. Müzik başladıktan sonra ve elime kalemi aldıktan sonra, ne okul veya işle alakalı problemler, ne kız/erkek arkadaş sorunsalları, ne de ailevi meseleler kalır. İlla ki yazacaksınız diye bir kural da yok, arkanıza yaslanıp hayal de kurabilirsiniz. Gerçek dünyanın gürültüsünü bastırabilecek kadar yüksek sesli, hayal dünyanızı coşturacak kadar çok sesli ve kafanızı karıştırmayacak kadar güzel olan şarkılar sizi kanatlandırmaya yetecektir. İşte bu tarifin en ideal karşılıklarından biridir Nightwish'in müziği. İlham perilerini çağırmada üstüne yoktur. Ya da kim bilir belki perinin ta kendisidir...
Güce Dengeyi Getiren Grup
"Sacrament of Wilderness"ı dinlediğim ilk anda çarpıldığımı dün gibi anımsıyorum. Mutlaka Nightwish dinleyen herkesin böyle "ilk dinleyişte aşk" anısı vardır. Tabii bunun bir de "ilk bakışta aşk"ı var, çok şanslıyım ki o anı Wacken 2001'de yaşadım. Gördüğüm belki de en görkemli ışık düzeniyle sahne alan Nightwish o yılların headliner'ların arasında bile değildi ama festival sonrasında yapılan ankete göre ezici üstünlükle (ankete katılanların %40'ı Nightwish'e oy vermişti) festivalin en iyi performansını sergilemişti. Aslında Nightwish çoktan rüştünü ıspatlamıştı ama tam 2001'de, yani "Wishmaster"dan bir sene sonra, "Century Child"dan bir yıl önce Finlandiya'dan çıkıp dünyaya hükmetme serüveni başlamıştı. Yaptığı tar itibariyle küçük kalmaya mahkum görünse de şaşırtıcı bir şekilde hızla büyüyen her grup gibi Nightwish'de büyük bir kitlenin önyargısıyla karşılaştı. Tüm şu "female fronted metal bands" trendinin sorumluluğu onların omuzlarına yüklendi. Oysa heavy metal'in 30 yıllık tarihinde en çok ihtiyaç duyduğu şey belki de kadın faktörünün istisnai durumdan çıkıp yaygın bir şeye dönüşmesiydi. Sıkılmamış mıydık kıllı kıllı adamların posterlerini duvarımıza asmaktan?! Nightwish kısacık kariyerinde power metal, senfonik metal gibi türleri yükselen değere dönüştürmenin yanı sıra metal'in östrojenini arttıran, bir anlamda güce dengeyi getiren gruplardan biri olarak tarihe geçti.
İki Mutsuz: Tuomas & Tarja
Nightwish dikkat çeken bir metal grubu iken bir anda Finlandiya'nın en çok satan grubu haline gelmişti. Buna rağmen havalanmadı, her zaman ayaklarını yere sağlam bastı. Sami Vänskä ayrıldığında yerine Talisman'dan tanıdığımız Marco Hietala'yı transfer ettiler, Marco'nun dağları delen haykırışlarını dingin müziklerine entegre ederek müziklerini yeniden şekillendirmeyi başardılar. "Century Child" ve hafiften Amerikan piyasasını zorlayan "Once" ile popülerliklerini müzikaliteyi düşürmeden dorukta tutmayı bildiler. Ama tüm bu aydınlık tablonun ardında bir karanlık yatıyordu. "End of an Era" dvd'sinde "Ever Dream"in başında Tuomas'ın son konseri olduğundan habersiz şarkıyı söyleyen Tarja'ya bakıp göz yaşlarını tutamadığı sahne aslında bu trajediyi özetliyordu. Finlandiya'nın küçücük bir kasabası olan Kitee'de beraber büyüttükleri Nightwish'le birlikte Tuomas ve Tarja'da değişmişti. Tuomas, black metal gruplarına kiralık müzisyen sıfatıyla çalışırken saf saf kendi müziğinin hayalini kuran bir yeniyetmeden Finlandiya'nın en çok vergi ödeyen müzisyenlerinden birine, Tarja ise kasabanın etine dolgun kızından MySpace gotiklerinin rol modeli g.tü kalkık bir divaya dönüşmüştü.
Tarja'sız Bir Nightwish Olabilir mi?
Herkes bu sorunun yanıtını bekliyordu. Tuomas her zaman Tarja'yı, Nightwish'in vazgeçilmez bir taşı olarak görüyordu, ilk röportajlarından birinde Tarja olmazsa Nightwish'in var olmayacağını da itiraf ediyordu. Ama tabii o zamanlar aralarından su sızmıyordu, daha sonra ise Marcello isimli bir iş adamı aralarına kara kedi gibi girecek ve Tuomas'ı daha gerçekçi düşünmeye itecekti. Tabii olayın perde arkasında daha ince mevzular vardı. Tuomas'ın Tarja'ya gizli bir aşk duyduğu ve Marcello'yu kıskandığı konuşuluyordu kulislerde. Evanescence'de gerçekleşen Amy Lee, Ben Moody krizinin tıpa tıp aynısı Nightwish'de patlak vermişti bu defa. Yeni albümde Tarja'ya yazılan "Bye Bye Beautiful"da söylenen "Sana söylediklerimi hiç duydun mu? Sana yazdıklarımı hiç okudun mu? Ne çaldığımızı hiç dinledin mi? Güle güle güzel." mısraları da bu gizli kapaklı aşk nefret ilişkisini çok net deşifre ediyor. Tuomas'ın haseti ise Marcello'yu açgözlülükle ve egoizmle suçlayan "Master Passion Greed"de gözler önüne seriyor. Tüm albümü Tuomas'ın intikamı olarak da okumak mümkün.
Yeni Peri
Tarja'sız olur mu sorunsalına geri dönecek olursak, Allah vergisi bir sese ve fiziğe sahip olsa da, yorumuyla gruba çok şey katsa da Tarja'nın yaratıcılık açısından gruba bir şey katmadığını söylememiz gerekiyor. Bir kere Tarja'nın o mükemmel mezzo soprano vokali Nightwish müziğinin eşlik edilme potansiyelini düşürüyordu. Eşlik etmeye çalışırken kendinizi Pavarotti gibi göğsünü öne çıkarmış, elinizi açmış bir şekilde buluyordunuz, bu da delikanlı metalciliğe sığan bir şekil değil. =) Bir de opera eğitiminden kaynaklanan tuhaf İngilizce telaffuzu bazı komik yanlış anlaşılmalara yol açıyordu. Bu maksatla YouTube'a konan "Misheard Lyrics" kliplerine bakmanız lazım, özellikle "Wishmaster" yorumu "Fishmaster" şukelayı hak ediyor. Yeni vokalist keşfi için adeta tüm ülke seferber oldu, öyle ki Finlandiya başbakanı bile araya girdi, bir memleket meselesine dönüşmüştü Nightwish'in boşalan frontwoman kolduğu. Sonunda gruba gönderilen 2000 demodan seçilen 10 vokalist adayı grupla prova yaptı ve kazanan İsveç'ten Anette Olzon oldu. 36 yaşında ki vokalist şu an tartışmaların göbeğinde. Tarja kadar güçlü sesi ve ses aralığı yok ama karakterli ve ayırt edilebilir bir ses rengi var. Yaşı olsa da, fiziği genç, yüzü popçu Bengü'ye benzese de bence çok güzel...
Kısacası, Nightwish’in sadece vokalisti değil ayrıca imajı haline de gelen Tarja’nın boşluğunu doldurmayı şu an için başardığı görünüyor. 26 Eylül’de çıkacak “Dark Passion Play”i gelecek ay daha derinlemesine irdeleriz. Ama şimdiden şunu söyleyebilirim ki; Nightwish hayal dünyalarının kapısını açmanızda size yardımcı olacak, odanızı ilham perileriyle tıka basa dolduracak yepyeni bir albüm yapmış. Kapınızı kapatın, play’e basın ve dünyanızın değişmesine hazır olun…
Kısacası Anette Olzon;
Doğum Tarihi: 21 Haziran 1971 Doğum Yeri: Katrineholm, İsveç
Müzisyen bir aileden gelen Anette küçük yaşta obua çalarak müziğe başladı. Annesinin grubuyla turneye çıkarak sahne tozu yutan Anette daha sonra Danimarka'da konservatuarda şan okudu. Cover gruplarında söyledikten sonra Anette'in ilk gerçek grubu Alyson Avenue oldu. Bu grupla 2 albüm çıkaran Alyson Nightwish'ten Tarja'nın ayrıldığını duyar duymaz gruba demo yolladı. Nightwish'e ulaşan ilk 20 demonun arasında Alyson'ınki de vardı. Favori Nightwish şarkıları, "Ever Dream" ve "Higher Than Hope" | |
|
devilsgirl
Mesaj Sayısı : 12 Kayıt tarihi : 20/01/10
| Konu: Geri: Nightwish:Blue Jean: Headbang (2007) - Makaleler Cuma Ocak 29, 2010 3:22 pm | |
| Tabıı kı hemde çok guzel olur tarjasız nightwish...... Anette ıle | |
|
DARK PASSİON
Mesaj Sayısı : 31 Kayıt tarihi : 12/01/10 Nerden : fınladıya dan :D
| Konu: Geri: Nightwish:Blue Jean: Headbang (2007) - Makaleler Cuma Ocak 29, 2010 3:46 pm | |
| Paylaşım için teşekkürler... | |
|